Değerli Üyelerimiz ve Mücadele Arkadaşlarımız…
Sendikamız Kültür Sanat Sen olarak bir süredir sıkıntılı bir süreç yaşıyoruz. 29-30 Nisan 2017 Olağan genel kurul ile yönetime gelen genel merkez yönetimi sendikamızın içinde bulunduğu açmazlar dolayısıyla yedekler dâhil istifa ederek yönetim için karar yeter sayısının altına düşmüş ve olağanüstü genel kurula gitme zorunluluğu doğmuştur.
Sendikamızı olağanüstü seçime götüren sebeplerin başında eski Genel Başkan Yavuz DEMİRKAYA’nın sendikamızı adeta şirket yönetir gibi tek başına yönetmek; sendikayı sendika yapan tüm değerleri ayaklar altına alan sendikal bürokratik yönetim anlayışı ile Merkez Yönetim Kurulunu tamamen inisiyatifsizleştirme ve ülkemizde de karşı olduğumuz tek adam sistemini sendikamızda tesis etme isteğidir.
Sendikayı maddi manevi arpalık gibi gören bu zihniyete karşı verilen mücadele sonunda; sendikamızda Mayıs 2018 de olağanüstü genel kurul gerçekleşmiş ve yönetim değişikliği yaşanmıştır.
Bu seçimde Eski Genel Başkan Yavuz DEMİRKAYA listeye girmesine yani seçilmiş olmasına rağmen yönetime girmeyi kabul etmemiş ve feragat etmiştir. Buradan da anlaşılacağı üzere mesele ne sınıf mücadelesi nede sendikal mücadeledir. Mesele tekrar tekrar genel başkan olma hırsıdır.
Eski Genel Başkanın yaptıkları maalesef bunlarla da sınırlı kalmamıştır. Genel Merkez Olağan Üstü Genel Kurulu sonrası;
İstanbul bölge şubenin de olağanüstü seçime götürmek için çalışmaya başlamış ve yönetimden üç kişinin istifasını örgütleyerek şubeyi olağanüstü genel kurula götürmeyi başarmıştır.
Burada bilinmesi gereken önemli bir konu vardır. Eski İstanbul bölge şube yönetimini benden olsun nasıl olursa olsun mantığıyla oluşturan kişi yine Yavuz Demirkaya’nın kendisidir. Buna rağmen yine kendisinin döneminde yaşanan istifalarla yönetim beş kişiye kadar düşmüştür.
Seçimlere gelindiğinde bir sendika yönetim listesi için gerekli olan 26 kişilik listeyi bile tamamlayamamasına rağmen yani listeye kişilerin rızasını almadan yazmalarına rağmen seçime tarafımızdan itiraz edilmemiştir ve seçim yapılmıştır. İstediği seçim sonucunu elde edebilmek için delegelere ve üyelere yeni seçilen yönetimle ilgili karalama ve iftira içeren ses kaydı atmasına rağmen; İstanbul Bölge Şube yönetimi için Yavuz DEMİRKAYA’nın oluşturduğu liste sadece 19 oy alarak seçimi kaybetmiştir. Yani kendi yaptığı liste bile kendine oy vermemiştir.
Ardından 28 ilin bağlı olduğu Ankara Bölge Şubemizin Yönetimini istifa ettirmeye çalışmak üzere olağan üstünü genel kurula taşımaya çalışmış yalnız yine başarılı olamamıştır.
Genel merkez seçimleri, İstanbul ve Ankara bölge şubeleri seçimlerinde başarılı olamayan Yavuz DEMİRKAYA bu seferde tekrar Genel Merkez Yönetiminin olağanüstü seçime gitmesi için yeter imza toplama çalışmıştır. Genel merkezimize ulaştırılan dilekçe sahibi delegelerimizin yapılan yanlışı fark etmeleri üzerine, delegelerimiz imzalarını geri çekmişler ve yine sendikamızı olağanüstü genel kurula götürmeyi başaramamışlardır.
Genel Merkez Yönetim Kurulu olarak tüm bu süreçler yaşanırken sendikamıza yönelik işledikleri maddi manevi suçlardan eski Genel Başkan Yavuz Demirkaya ve eski Genel Örgütlenme Sekreteri Asım ÜNER’i Genel Merkez Disiplin Kuruluna sevki gerçekleştirilmiş; disiplin kurulu gerekli incelemeleri yaptıktan sonra sendikanın mali kaynaklarını şahsi çıkarları doğrultusunda kullanmaları ve sendikamıza verdiği diğer zararlardan dolayı ihraç edilmesi yönünde karar vermiştir. Yazıyı tebellü etmemek için türlü çabalar içine giren Yavuz Demirkaya sonunda sendika üyeliğinden istifa etmiş ve ardından Yavuz DEMİRKAYA yine kendinin genel başkanlığında yeni bir sendika kurmuştur.
Yaptığı tüm girişimler başarısız kalan eski Genel Başkan Yavuz Demirkaya ve kendisiyle ayrılan birkaç kişilik bir grup şimdi kimi üyelerimizi KESK karşıtlığı üzerinden; kimilerini sanki hiç seçim olmamış da cebren yönetimde görevden alınmış ve mağdur edilmiş gibi; kimilerini sendikanın kapanmak aşamasına geldiği; açılmış davası olan kimilerini ise yeni kurduğu sendikada davalarına bakılmaya devam edileceği yönünde yanlış yönlendirerek sendikamızdan istifalarını örgütlemektedir.
Tüm bunlara karşı; iktidarın emekçiler üzerindeki baskısı ve hak gasplarının gün gün arttığı, yeni yasal düzenlemelerle iş kolumuzun tamamen güvencesiz bir hale getirilmeye çalışıldığı, örgütlülüğe en çok ihtiyacımızın olduğu şu günlerde sendikal bürokrasiye karşı, kişilerin değil sınıfın çıkarlarının hâkim kılınacağı bir sendikayı yeniden yapılandırma mücadelesi içerisindeyiz.
Biz kimliğinde hareket ederek, insanca bir yaşam için sınıf taleplerimiz etrafında birleşerek sendikacılığı meslek haline dönüştürmüş bürokratik anlayışa ve bizleri içimizde bölmek için çabalayan kişilere karşı birlikte olmak ve sendikamıza sahip çıkmak için üyelerimizin desteklerini bekliyoruz.
KESK karşıtlığı üzerinden yapılan bu karalama kampanyalarına itibar etmeyiniz. Bu ülkede kamuda örgütlü tek muhalif konfederasyon KESK’tir. KESK’ e de sendikamız Kültür Sanat Sen’e de sahip çıkmak geleceğimize sahip çıkmaktır.
Emekten yana günümüze kadar elde edilen kazanımları korumak ve emeğin örgütlü mücadelesiyle tüm bu kötü gidişata karşı durmak amacı ve bilinciyle, bu mücadele alanının önemli bir parçası olan Kültür, Sanat ve Turizm İşkolunda mücadele veren Sendikamızda yeni yönetim olarak görevimizin başındayız.
Bölünerek değil çoğalarak haklarımıza sahip çıkma bilinci ve umudu ile
Saygılarımızla,
Kültür Sanat Sen Genel Merkez Yönetimi