Son aylarda darbe dönemlerini aratmayan yaygınlıkta ve içerikte temel hak ve özgürlüklere, sendikal haklara yönelik hak ihlallerine, çalışma yaşamında kölelik koşullarını dayatan saldırı yasalarına, Taksim’in 1 Mayıs’ta emekçilere kapatılmasına ilişkin uluslararası girişimlerimiz ve çabalarımız sonuçlar vermeye devam ediyor.
Bu çabalarımız ilk olarak 2 hafta önce Lizbon’da yapılan ITUC Avrupa Bölge Konseyi toplantısında sonuç vermiş, Türkiye’deki sendikal hakların genişletilmesi için uluslararası çapta 2 yıl sürecek bir kampanyanın başlatılması kararı alınmıştı.
Geçtiğimiz hafta “Türkiye’deki özel istihdam bürolarına karşı” taslak bir protesto mektubu hazırlanmıştı. Bu mektup çok sayıda ülkedeki sendikalardan başbakana gönderildi.
Yine 1 Mayıs’ta Taksim’in ilgili ulusal ve uluslararası yargı kararlarına ve anayasaya aykırı şekilde emekçilere yasaklanmasına ilişkin de uluslararası emek örgütlerine bilgilendirme yazıları gönderdik.
Tüm bu girişimlerimiz sonucunda Türkiye ILO sözleşmelerine aykırı hareket eden ülkeler listesi olan “kara liste”ye 87 No’lu sözleşmeden girmiş olup, ITUC Genel Sekreteri Sharan Burrow Türkiye’deki genel duruma ilişkin dün bir basın açıklaması yapmıştır. Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) Genel Sekreteri Sharan Burrow yaptığı basın açıklamasında,Türkiye hükümetine sendikalar üzerinde giderek yoğunlaşan baskılara son verme çağrısında bulundu ve hükümetin işçi haklarını geriye götüren yasa değişikliği planlarını kınadı .Açıklamada Kesk’in hazırladığı hak ihlalleri raporuna geniş yer veren Burrow,: “Türkiye’de onlarca akademisyen Kürtlere yönelik baskılara son verilmesini talep eden bir barış dilekçesini imzaladıkları için işten çıkarıldı, haklarında yurt dışına çıkış yasağı verildi ve birçok akademisyen hakkında soruşturma başlatıldı. ITUC’a ulaşan bilgilere göre 1.390 sendika üyesi hakkında barış ve demokrasi çağrısı yapan bir eyleme katıldıkları için soruşturma açıldı. 284 sendika üyesi sürgün edildi ya da görev yerleri değiştirildi, 403’ü emekli olmak zorunda bırakıldı, 102’si hakkında soruşturma açıldı ve 97’si hakkında “Cumhurbaşkanına hakaret”ten yasal inceleme başlatıldı. Öte yandan polis hakları için eylem yapan işçilere müdahale etmeye devam ediyor, bu durumun en güncel örneklerinden biri Bursa’daki Renault fabrikasında yaşanıyor.” dedi.
Basın açıklamasının orijinal tam metni için tıklayınız. Türkçe çevirisi aşağıdadır.
Bundan sonra da her düzlemde mücadelemizi yükseltmeye devam edeceğiz.
ULUSLARARASI SENDİKALAR KONFEDERASYONU ITUC
Türkiye: Hükümet Sendikalar Üzerindeki Baskısını Artırıyor
Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) Türkiye hükümetine sendikalar üzerinde giderek yoğunlaşan baskılara son verme çağrısında bulundu ve hükümetin işçi haklarını geriye götüren yasa değişikliği planlarını kınadı.
Türkiye’de onlarca akademisyen Kürtlere yönelik baskılara son verilmesini talep eden bir barış dilekçesini imzaladıkları için işten çıkarıldı, haklarında yurt dışına çıkış yasağı verildi ve birçok akademisyen hakkında soruşturma başlatıldı. ITUC’a ulaşan bilgilere göre 1.390 sendika üyesi hakkında barış ve demokrasi çağrısı yapan bir eyleme katıldıkları için soruşturma açıldı. 284 sendika üyesi sürgün edildi ya da görev yerleri değiştirildi, 403’ü emekli olmak zorunda bırakıldı, 102’si hakkında soruşturma açıldı ve 97’si hakkında “Cumhurbaşkanına hakaret”ten yasal inceleme başlatıldı. Öte yandan polis hakları için eylem yapan işçilere müdahale etmeye devam ediyor, bu durumun en güncel örneklerinden biri Bursa’daki Renault fabrikasında yaşanıyor.
Ayrıntılar için Küresel Sanayi Sendikası IndustriALL’un açıklamalarına bakabilirsiniz.http://www.industriall-union.org/turkey-renault-dismisses-workers-using-police-violence-instead-of-upholding-commitments
İş Yasası’nda değişiklik öngören ve özel istihdam bürolarına geçici iş ilişkisi kurma yetkisi veren yasa tasarıları, öncesinde danışma süreçleri işletilmeden Meclis’ten geçirilmeye çalışılıyor. Bu değişiklikler, işverenlere, işçileri güvencesiz ve kısa süreli sözleşmelerle istihdam etmeleri için son derece geniş yetkiler tanıyor ve böylece işverenlerin yasal yükümlülüklerinden sıyrılmalarını ve işçilerin sendikalara üye olmalarını engellemelerini olanaklı hale getiriyor.
Bu gelişmelerle ilgili bir açıklama yapan ITUC Genel Sekreteri Sharan Burrow şunları söyledi:“Hükümetin, sendikaları ezme ve işçilerin uluslararası hukukun güvencesindeki meşru haklarını yok etme niyetinde olduğu anlaşılıyor. Bu durum, demokrasi sınırları içinde bir davranış olmadığı gibi yaşam standartlarını düşürecek ve en nihayetinde Türkiye’nin kendi yerel ekonomisine de zarar verecektir. Ayrıca hükümetin halkın refahını sağlamaktan çok insanların yaşamları üzerinde kontrol kurmaya öncelik verdiği de görülmektedir. Bu çerçevede Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, barış ve insan haklarına saygı talep edenlere yönelik her türlü taciz ve baskıya son vermeye çağırıyoruz. Erdoğan’ı işçileri haklarını savunmaktan yoksun bırakarak işverenlerin insafına terk eden, işçilerin kendileri ve aileleri için insanca bir yaşam kurmalarını engelleyen İş Yasası değişiklerini geri çekmeye davet ediyoruz”.
Geleneksel olarak 1 Mayıs gösteri alanı olan ancak yetkililer tarafından yasaklanan Taksim Meydanı’na ulaşmaya çalışanlar polis tarafından tazyikli su ve biber gazı ile engellendi, 200 civarında gösterici gözaltına alındı. Polis aracının çarptığı bir kişi yaşamını yitirdi. Binlerce kişi, resmi olarak belirlenen gösteri alanlarından biri olan İstanbul-Bakırköy’de ve ülkenin birçok şehrinde 1 Mayıs gösterilerine katıldı.
162 ülkeden 180 milyon işçiyi temsil eden ITUC adına Sharan Burrow