Düşüncelerinden dolayı Levent Üzümcü’yü itibarsızlaştırıp silmeye kalkanlara soruyoruz:
Eleştiri Suç mu?
Korkunun ve çıkarcılığın hepimizi “yoksun” bıraktığı günümüzde, düşüncelerini korkmadan aktaran sanatçı arkadaşımız Levent Üzümcü, Şehir Tiyatroları’ndan, memuriyetine de son verilerek çıkarılmak isteniyor.
Sanata ve sanatçıya tahammülsüzlüğün ve karalama zincirinin yeni bir halkası olarak gördüğümüz bu saldırıyı, bir sindirme operasyonu olarak değerlendiriyoruz. Sanatçıları işsiz ve sahnesiz bırakmakla tehdit ederek etkisizleştirmeyi hatta birer emireri haline getirmeyi hedefleyen bu yaklaşım kabul edilemez.
Levent Üzümcü, özgürlüğe olan inancında yalnız değildir. Özgür insan elbette eleştirecektir. Özgür insan elbette yanlışa karşı çıkacaktır.
Şehir Tiyatroları Görev ve Çalışma Yönetmeliği’nin “Temelli Çıkarılmayı” düzenleyen 46. ve 657 sayılı kanunun 125/E maddesindeki hiçbir unsur, Levent Üzümcü ile ilişkilendirilemez. Bu işlem tamamıyla hukuksuzdur.
Büyükşehir Belediyesi Yüksek Disiplin Kurulunu oluşturan Belediye Encümeni üyelerini ve başta Başkan Kadir Topbaş olmak üzere tüm yetkilileri bu büyük yanlışa dur demeye çağırıyor ve bir “akıl tutulması” yaşamayacaklarına inanıyoruz.
Şu unutulmasın: Tiyatro Sanatına ve Sanatçılarına bu haksız saldırıları yapanlar, karşılarında önce sanatçıları sonra seyircilerimizi bulacaklardır.
Evet, bugün Levent Üzümcü, yarın kim?
Ardından ikinci soru geliyor, seçimler sanat ve sanatçılar için umut mu?
Kültür ve Sanata Sayın Maliye Bakanının biçtiği “ÇEREZ PARASI” kadar bile bütçe ayırmayı düşünmeyen AKP’nin tekrar iktidara gelmesi halinde değil.
2014 yılında 3 milyar 300 milyonu, emirlerindeki makam araçlarına ayırabilenler, bu ülkenin Sanat ve Kültürü için ancak 1 milyar 868 milyonluk bir bütçe ayırıyorlar. Anlaşılan onların gözlerinde Kültür ve Sanatın, “Çerez” kadar değeri yok.
Sanat ve Sanatçı için umut; Diyanet İşleri Başkanlığının bütçesi kadar bütçe ayıracak iktidarlarla doğacak…
Sanat ve Sanatçı için umut; tüm Ödenekli Sanat Kurumlarını kapatmayı amaçlayan TÜSAK Tuzağına hayır diyen iktidarlarla doğacak…
Sanat ve Sanatçı için umut; Sanat Kurumlarında iş güvenceli istihdamın gerçekleştiği, sendikal hak, örgütlenme ve ifade özgürlüğünü esas alan bir yaklaşımın yer aldığı, taşeron çalışma düzeninin olmadığı, sanat üreticilerinin meslek tanımlarının tartışılmayacak şekilde yapıldığı, yeni teknolojilerle donatılmış, uygarçalışma ortamlarının sağlandığı, yaygınlaşmayı böylesine uygun mekânlarda sürdürmeyi amaç edinmiş, sanatın isterleri doğrultusunda özerk, özgün ve merkeziyetçiliği sıfırlanmış, kişilerle değil, kurullarla yönetimi esas alan, mesleğin çalışma koşullarına uygun emeklilik düzenlemesinin de içinde yer aldığı, çağdaş yasalar yapmaya hazır iktidarlarla doğacak.
Sanat ve Sanatçı için umut; Atatürk Kültür Merkezini Cibali Karakolu olmaktan kurtarıp, tekrar Sanatın emrine verecek iktidarlarla doğacak.
Sanat ve Sanatçı için umut; bu alana yapılacak atamalarda, liyakati, sanatta yeterliliği esas alan, adil, demokratik ve çağdaş yöneticileri atayacak iktidarlarla doğacak.
Sanat ve Sanatçı için umut; sansürü hiç düşünmeyen, üretilenin ve üretenin üstünde idari ve parasal araçları kullanarak denetim kurmaya kalkmayan iktidarlarla doğacak.
Sanat ve Sanatçı için umut; Levent Üzümcü’ye, Defne Halman’a, Fazıl Say’a, Ferhan Şensoy’a, Mehmet Ali Alabora’ya ve aşağılanıp itibarsızlaştırılmaya çalışılan tüm onurlu sanatçılara, hak ettikleri saygıyı gösterecek, iktidarlarla doğacak.
Peki, bu umudu taşıyor muyuz?
Elbette.
Ülkemizde yaşanan bugünkü zor ortamdan, sanatın yol göstericiliğinde çıkacağız. Bizler er ya da geç bu gelişmenin yaşanacağına eminiz!
KÜLTÜR SANAT SEN (Kültür Sanat Ve Turizm Emekçileri Sendikası)
DETİS (Devlet Tiyatrosu Sanatçıları )
OPSOD (Opera Solistleri Derneği)
TOBAV (Devlet Tiyatrosu Opera ve Balesi Çalışanları Vakfı)
TOMEB (Tiyatro Oyuncuları Meslek Birliği)