Ankara Programı:
Tarih: 19 Aralık 2013
Toplanma Yeri: Ankara Opera Müdürlüğü
Saat: 11:00
KÜLTÜR VE SANATIN MALİYETİ OLMAZ!
AKP hükümeti, tüm kamu hizmetlerinde olduğu gibi, bir süredir siyasi ve ideolojik baskılarla yeniden biçimlendirmeye çalıştığı kültür ve sanatı ticarileştirmek, kültür ve sanat kurumlarının toplumsal özünü ortadan kaldırmak istemektedir.
Halkımıza sesleniyoruz! Artık bir dur demenin vakti …
Siyasal iktidarın demokrasi adı altında yargıda,sağlıkta,eğitimde,basında ve kültür ve sanatta,kısaca tüm kamu ve yaşam alanlarında yaptıkları yapacaklarının bir göstergesi haline geldi..Gün geçmiyor ki kamuyu,kamu yararı adı altında özelleştiriyorum diyerek, ticarethane haline getirerek,piyasa ekonomisi ve ranta,dönüştürdüğü haberleri manşetlerden eksik olmuyor!..
Siyasal iktidarın “Devlet eli ile tiyatro olmaz, özelleştireceğiz” sözü ile özerk ve tüzel kişiliğe sahip yapıları olan ödenekli sanat kurumları, adeta halkın gözünde itibarsızlaştırılmaya başlanmış, önce binalar ya satılmış, ya satılığa çıkarılmış, ya da tadilat yapılacak diye boşaltılmıştır…Sonra özel tiyatrolara yardım koşulunu ‘’genel ahlak kurallarına göre’’ belirlemiş, sahne sanatlarında yurdun her köşesine giden özel tiyatroları, gezi ruhunu destekliyor diyerek, Anayasanın 64 .maddesine aykırı olarak adeta cezalandırmıştır.
Siyasal iktidarın kamu alanına hâkim olma isteği, kültür ve sanatta da kendini göstermiş, hükümet sanat ilişkisi fiili olarak uygulanmaya başlanmıştır. Özgür, özerk ve bağımsız sanat, baskıyla, sansürle, tehditle, yeniden düzenlenmeye başlanmıştır.
Kültür ve Turizm Bakanı, Devlet ve sanat kurumlarının ilişkisini, varlığını ‘’ devlet sanat ilişkisi bakımından elimizdeki modelin maalesef Rusya’da bile 1995’te terkedilmiş bir sovyetik model olduğunun adı koyulmasıdır. Bu model, bizim elimizdeki devlet sanat üretimi ilişkisi modeli dünyada bir ülkede var bire bir o da Çin’de…” sözleri çoğulcu ve demokrasi adı altında, yıkıcı, gerici, denetleyici ve belirleyici düşünceleri ortaya koymaktadır.
Özgür sanat ve sanat kurumlarının yaratıcı faaliyetlerini yeniden düzenleme ve kendine bağlama, tek tipleştirme anlayışında sıra kütüphane, müze, opera, bale, senfoni, halk dansları, koro ve müzik topluluklar ile tiyatroya gelmiştir.‘’ Daha özgür ve özerk yapıya büründürülecek’’ diye, yaratıcılığı ,farklılığı, yasalarla belirlenmiş misyon ve vizyonu, siyasallaştıran, tahammülsüz, çağdaş standartlara uygun hale getirme yalanlarıyla bu yapıların içini boşaltan, önceleri inkar edip sonrasında ise basın yayın organlarına servis eden, artık kapalı kapılar ardında yapıldığını inkar etmeyen yasa tasarısı ile karşı karşıyayız!
Çok üzücü ve ilginç olanı da, sanat kurumlarının sanatçı yöneticileri ‘’ bu kapsamda bakanlığımızın yürüttüğü bir çalışma var mı, varsa içeriği nedir bilgimiz yok. Basından öğrenip çevreden duyduklarımız kapsamında bilgimiz var!’’ diyerek, ilgili genel müdürlükleri ve ilgili kurum ve kuruluşlar pay-pas edilmişlerdir.
Tüzel kişiliğe haiz, ödenekli sanat kurum yöneticilerinin, basından okudukları doğruysa, şimdi yasaya göre gereğini yapması ya da çalışanlarıyla ve halkla bu süreci paylaşması zorunlu hale gelmiştir…
Anayasa’nın 64 .maddesi ;Devlet sanat faaliyetlerini ve sanatçıyı korur!?…sanat eserlerinin ve sanatçının korunması,değerlendirilmesi,desteklenmesi ve sanat sevgisinin yayılması için gereken tedbirleri alır,hükmü’’ ne hale getiriliyor!
Devlet ödeneği ile sanat olmaz diye serzenişte bulunan hükümetler bilmelidirler ki, Bütçeler halktan toplanan vergiler ile oluşur ve hükümetler yürütme olarak bunun kamuda ki dağılımını sağlamakla mükellefler. Yapılan bütçeler hükümetlerin değil halkın parasıdır.
Bir bütün olarak bakıldığında Halk kütüphaneleri yok edilmek isteniyor, Müze ve ören yerleri ticarileştirilerek yok edilmeye çalışıyor, Yandaş basın aracılığı ile kültür ve sanat kurumları itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor, Kültür Turizm ve Sanat kurumlarında alanları ile ilgili olmayan atamalar ve kadrolaşma gerçekleştiriliyor,
Sonuç olarak; kapalı kapılar ardında oluşturdukları, kültür ve sanat emekçileri, sivil toplum örgütleri, akademisyenler, sendikalar ve halkla paylaşılmayan yasa taslağı, sanat kurumlarını yok etmeyi amaçlamaktadır. Halkın nitelikli, yaratıcı ,farklılıkları içinde barındıran, çok sesli sanat hakkı gasp edilemez! KÜLTÜR VE SANATIN MALİYETİ OLMAZ!
’’SIRA KİME GELECEK’’ diye seyretmeden, sanat kurumlarını kaybetmeden ,daha özgür ve bağımsız, özerk, yaratıcı perdelerin kapanmaması için, ’’SİYASETİN SANAT KURUMLARINA HAKİM OLMASINI ENGELLEMEK İÇİN’’ ele ele, hep birlikte İŞ BIRAKIYORUZ…