KAMU PERSONELİ DANIŞMA KURULU 2013 KASIM TOPLANTISINDA
GENEL BAŞKANIMIZIN YAVUZ DEMİRKAYA’NIN KONUŞMASI
Sendikamız adına kamu işveren heyetini ve kamu görevlileri sendikalar heyetini selamlıyorum. Bilindiği gibi; ikinci dönem TİS görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine KGHK’na başvuru yapılmıştır. TİS görüşmelerinin dört oturumda bitirilmesinin özellikle hizmet kolları açısından çok ciddi olumsuzluklar taşıdığını burada söylemekte fayda var çünkü süreç devam etseydi çeşitli konuları tartışacaktık. Kamu Danışma Kurulunun gündemine de baktığımızda hizmet kolumuza ilişkin maddelerin olmamasının yanı sıra bir diğer sorun da 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu’nun öngördüğü toplu sözleşme, uygulamada toplu görüşme gibi yapılmıştır. Bu sürecin hizmet kolları açısından ve tüm kamu emekçileri açısından ciddi sorunlar doğurduğu bilinen bir gerçektir.
Bu yüzden 4688 sayılı kanunun artık hükümet tarafından GREVLİ TOPLU SÖZLEŞMELİ SENDİKAL hak olarak dönüştürülmesi için önüne bir çalışma koymasında büyük yarar vardır diye düşünüyorum. Neden bunu söylüyoruz: KGHK’na gittiğimizde özellikle şunu talep ettik; Biz TİS’de anlaşamadık ve tek hizmet kolu olarak buraya geldik. KGHK’nun tarafsız olduğunu düşünebilmemiz için, bu toplu is sözleşmesi sürecindeki taleplerimizin tarafınızdan objektif olarak değerlendirilmesini istiyoruz dedik. Maalesef o heyette altıya beş oy ile taleplerimiz reddedildi. KGHK da en iyi ihtimalle altıya beş oy ile yüzde yüz reddedil. KGHK da altı ret oyunun içinde yer alan iki heyet üyesi de hükümetin bize önerdiği teklifleri bile vermemek gerekir diyerek şerh koydu. Yani böyle bir hakem heyeti ile bizim hak almayı düşünmemiz hayal ötesine geçmiş durumdadır. Bunun dışında verilen hakların talep edilmesi veya başka hizmet kollarına verilmiş aynı konudaki haklardan bizim hizmet kolumuzu da kapsayan unvan ve pozisyonlar için talepte bulunmamıza rağmen, KGHK bunu da görmezden gelmiştir. Dolayısı ile hakem heyetinin bir karar organı olarak emekçilerden dolayı tavır almasını biz artık beklemiyoruz. Bu açıdan da 4688 sayılı kanunun GREVLİ TOPLU SÖZLEŞMELİ SENDİKAL hak verecek şekilde ivedilikle değiştirilmesini talep ediyoruz.
Değerli heyet üyeleri, hizmet kolu olarak konfederasyonlar üzerindeki görüşmelerde özellikle yetkili konfederasyon ile yapılan görüşmelerde maalesef bizim alanımızla ilgili konularda hiçbir şekilde görüşme yapılmamıştır.
Özellikle sanat kurumlarında uygulanan maaş skalasını sizlere iki dönemdir sunuyoruz. Artık masaya emekçilerin güveni neredeyse kalmamak üzeredir.1200-1300 tl maaş alan sanat kurumlarındaki sanat teknik çalışanları mahkemeler ile 3600 ek gösterge almalarına rağmen ki burada bordolarını da sizlerle paylaşmama rağmen hükümetiniz tarafından bu konuda hiçbir çalışma yapılmamıştır. Danışma kurullarında konu ile ilgili düzenleme yapılmasına dair bir çalışmada bulunmamaktadır. Şu an için en düşük memur maaşının 2bin tl olduğundan bahsederken, ikramiye teşvik hariç bu arkadaşlarımız 1200-1300 tl maaş aldıklarını burada bir kez daha deklare etmek istiyorum.
Ayrıca sanatkâr(sanatçı, teknik) maaşları 5441,1309 ve 1310 sayılı kanunlara göre düzenlenmesi gerekirken 375 sayılı KHK’ya tabi tutulmuştur. Oysaki sanatçılar idari sözleşmeli olmalarına rağmen tüm sözleşmelilerin tabi olduğu 375 sayılı KHK içinde değerlendirilmeleri, taban aylıklarının sözleşmeli memur maaşı üzerinde hesaplanmasının yanlışlığını Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Sayın Özgür Özaslan’ın da kabul etmelerine rağmen bütçede yok denilerek reddedilmiştir. Doyasıyla sanatçı maaşlarının yanlış hesaplanmasından kaynaklı mağduriyetleri hala devam etmektedir. Bunun dışında geçtiğimiz aylarda 100.000’e yakın sözleşmeli personelin kadroya alınması sırasında sayıları 2000 kadar olan Misafir Sanatçı ve Süreli Sözleşmeli Personel düzenlemeye dâhil edilmemiştir. Konservatuvar mezunu nitelikli bu emekçilerin en kısa zamanda sınav ile kadroya alınmasını talep ediyoruz. Misafir sanatçı pozisyonunda çalıştırılan ve neredeyse 17-18 yıla geçmiş olan balerin, balet, ses sanatçısı, söz sanatçısı ve değişik unvanlarda çalıştırılan ve toplamda sayıları 2000’i bile bulmayan bu çalışanların emeğinin sömürülmesinin sonlandırılmasını ve bunların sınav ile kadroya alınmasını öneriyoruz. Bu arkadaşlarımız sınava tabi tutulan insanlardır. DOB ‘de, DT’da ve Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğünde çalışmalarına rağmen bu güvencesiz ve de sendikasız istihdamın bir türlü çözülememesinden dolayı mağdurdurlar. Sendikalı olmalarına ilişkin açtığımız Yargıtay’da devam eden davamızı da burada tekrar belirtiyorum. Sayın Bakan bu konuda çalışacaklarını belirtmişlerdir ama maalesef bunlarla ilgili çalışma yapılamadı. Özet olarak, özellikle misafir sanatçıların, hükümetin yapacağı çalışmada Torba Yasa’da kadroya alınmasını ısrarla talep ediyoruz. Mevcut norm kadroları da olmasına rağmen ve maliye tarafından bu sanat kurumlarına kadroları verilmesine rağmen kadroya alınmamışlardır. Ayrıca randevu konusunda Sayın Kültür ve Turizm Bakanı’na birkaç kez başvurduk, fakat geri dönüş alamadık.
Bir diğer nokta; sanat kurumları yasa tasarısı Haziran 2013’den bu yana Demokrasinin kılıcı gibi tüm sanatkâr ve memurların tepesinde gezinmektedir: Geleceğe ilişkin olarak ne olacaklarını bilmedikleri bu ortamda, her uyandıklarında acaba başka kuruma mı gönderileceğiz, ya da istihdamımız, teşviklerimiz, ikramiyemiz mi yok edilecek gibi kaygılar taşımaktalar. Böyle bir ortamda performansları düşen bu emekçilerimizle ve bizlerle Sayın Kültür ve Turizm Bakanı hiçbir şekilde görüşmeyi, toplantı yapmayı kabul etmemektedir. Randevu taleplerimizi yazılı olarak bildirmemize rağmen kabul etmemişlerdir. Bu nedenle Hükümetiniz iddia ettiği gibi demokratik anlayış ve çoğulcu bir katılım ile bir yasa düzenleyecek ise biz de Sayın Başbakandan ve Sayın Kültür ve Turizm Bakanından sizin aracılığınızla bir randevu talep ediyoruz denildi.
Ayrıca disiplin kurullarında sanat emekçilerimizi temsil edememekteyiz. Sözleşme fesihlerinde bile iki çift söz söyleme hakkımız bulunmamaktadır. YÖK disiplin kurulunda sendika temsilcisi kabul edilirken, KGHK da dâhil olmak üzere sendikamızın DT ve DOB disiplin kurulunda temsilci talebi reddedilmiştir. Burada da en iyi ihtimalle önyargı olduğunu düşünüyoruz. Hizmet kolumuza karşı gerek hükümetten gerekse hakem kurulundan aynı konuda ayrı şekilde karar alınmasından dolayı emekçilerimizin ciddi rahatsızlık duyduklarını belirtmek istiyorum.
Ayrıca Sanat kurumlarına ait yasa tasarısı hakkında hükümetten net bir açıklama ve randevu talebimi tekrar ediyorum. Sayın Maliye Müsteşarımıza az önce aktardım. DOB sinin var olan servisleri kaldırılmıştır.2013 yılı kasım ayı içerisinde genelge yayımlanmış ve bütçe yetersizliği gerekçe gösterilerek servis hizmetinin verilemeyeceği ilan edilmiştir. Bu konuda Maliye Bakanlığından ivedilikle bütçe sağlanmasını tekrar talep ediyoruz, denilmiştir.
Ayrıca konservatör, restoratör, kütüphaneci, müze araştırmacısı, folklor araştırmacısı gibi unvanlarla ilgili bazı konuları ifade ettim. TİS görüşmelerinde keşke konuşma tartışma imkânımız olabilseydi. Biz bunları orada anlatabilecektik. Israrla söylüyoruz bu (4yıllık) lisans mezunu ihtisas elemanı personele verilen Özel Hizmet Tazminatı maalesef iki yıllık ön lisans mezunlarına verilen ÖHT’ından düşük durumdadır. Ayrıca bu kadro unvanlara bulundukları sınıf itibariyle derece verilmesi gerekirken verilmemiştir. Bu unvanların 8.kademe 1.derecede başlatılması gerekmektedir. Kamu işveren heyeti tarafından bu konular danışma kuruluna getirilmemiştir. Dolayısıyla bu konuda mahkemeye gidilmiştir. Yani burada görüşülmeyen her şey mahkeme sürecinde o yüzden bu masanın samimiyeti ve varlığı üyeler ve emekçiler tarafından ciddi anlamda sorgulanır duruma gelmiştir.
Diğer bir konu ise otuz yıldan fazla hizmeti olan çok sayıda emekçinin yoğun talepleri bulunmaktadır. Otuz yıldan sonra primleri ikramiyeye yansıması hakkında. Kültür ve Turizm Bakanlığında oldukça fazla talep bulunmaktadır ve bu yeni istihdam açılması açısından da önem arz etmektedir.
Ayrıca 2013 yılı DT’nin sanatçı sınavı için kadrolar verilmesine rağmen Maliye Bakanlığı kadroları serbest bırakmamış ve sınav ilanına çıkılamamıştır.
Turizm Araştırmacılarının(Enformasyon Memuru) unvanlarının mağduriyeti devam etmektedir. TİS taleplerimizde ÖHT nın yükseltilmesi istediğimiz bu unvana bazı şartlar getirilerek kabul edilmiştir. Musahhihlere hiçbir şart gerekmeksizin ÖHT da %25 artış sağlanmış iken Turizm Araştırmacılara YDS’ında (B )alma şartı getirilmiş ve mağduriyet oluşturulmuştur. Hiçbir şart ve önkoşul gözetmeksizin Turizm Araştırmacılarına Mütercimlerin ÖHT oranına eşdeğer olmasının sağlanması gerekmektedir.
Bütün itibari ile Kültür ve Turizm Bakanlığı içinde 17 bin e yakın emekçinin olduğu bir yerde bizim TİS ve KGHK aldığımız haklar neredeyse tüm bakanlık çalışanların içinde %10’luk kısmını kapsamaktadır. İş kolumuzdaki diğer kamu emekçilerine verilmiş bir hak bulunmamaktadır. Bu konudaki mağduriyetin buradan bir kez daha dile getirmek isterim. Bu konuların özellikle küçük yanlışlıklar olarak gösterilmesi, sunumunuzda kazanmış olduğumuz harcırah konularının da yer almaması düşünüldüğünde daha ciddi daha çözüme yönelik ve sendikaları bu sürece katan yetkili sendikaları da yasa çalışmalarına katacak yerden hükümetin çalışmalarını talep ediyoruz.
Teşekkürler.