KÜLTÜRE VE SANATA VERİLEN ÖNEM VE DEĞERİ ,KÜLTÜR VE SANATA AYRILAN BÜTÇE YANSITIR
Sanat kurumlarının özelleştirilmesi ya da kapatılması veya itibarsızlaştırılarak içinin boşaltılması planı 2002 yılında TÜRKİYE İŞVERENLER SENDİKALARI KONFEDERASYONU (TİSK) gibi sermaye örgütlerince rapor haline getirilerek, geçmişte AKP’ye yol haritası olarak sunulmuştur. Geçtiğimiz yıl İstanbul Şehir Tiyatrolarında yapısal değişiklik sırasında araya “muhafazakar sanat” söylemi de katılarak yeniden ısıtılmış ve kamuoyuna “Devletin tiyatrosu olur mu?”, “Devlet kesesinden sanat yapılır mı?” gibi sloganlar eşliğinde yeni bir şeymiş gibi kamuoyuna açıklamalar yapılmıştır.
T.C. Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü (BÜMKO verilerine göre Kültür ve Turizm Bakanlığı’na, 2015 yılı Merkezi Yönetim Bütçesi içinde 2 milyar 297 milyon 536 bin TL pay ayrılması öngörülmüştür. 2014 yılında 1 milyar 974 milyon 789 bin TL bakanlık bütçesinin, önümüzdeki yıl için kültür ve sanat kurumlarının ihtiyacından çok, piyasacı dönüşüm uygulamaları göz önünde bulundurularak artırılmış olması, Devletin,kültür ve sanat kurumlarını gözden çıkardığının işaretidir. Devlet Tiyatroları için ayrılan toplam ödenek miktarı 2014’te 187 milyon 61 bin TL iken 2015’te 199 milyon 583 bine; Devlet Opera ve Balesi 230 milyon 40 bin TL’den, 240 milyon 355 bin TL’ye yükseltilmiştir.
Türkiye’de Devlet Tiyatroları,12 bölge müdürlüğü olmak üzere toplam 23 şehirde 58 sahnede hizmet vermektedir. 60 yılı aşkın süredir yerleşik sahneleriyle, turnelerle, ulusal ve uluslararası festivallerle tiyatroyu seyirciyle buluşturan.Her sezon yüzlerce oyun sergileyen Devlet Tiyatrolarında,sansür uygulamaları nedeniyle perdeler sorunlarla açılmaya devam etmektedir.
Halkın tiyatroya olan ilgisi son 10 yılda yüzde 75 artmış olmasına rağmen,(Devlet tiyatroları genel müdürlüğünün faaliyet raporlarında ki verilere göre) bu artışta en büyük paya sahip olan kültür ve sanat emekçilerinin ekonomik, sosyal ve özlük haklarında hak ettikleri kadar bir iyileştirme yapıldığından bahsetmek e yazıkki mümkün değildir. Aksine TÜSAK gibi girişimlerle kültür ve sanata pranga vurulmak istenmektedir.
Ülkemizde Devlet Opera ve Balesi altı bölge müdürlüğü ile yılda dört tane çok önemli uluslararası festival (Uluslararası Aspendos Opera ve Bale Festivali,Uluslararası İstanbul Oprea festivali,Uluslararası Bodrum Bale Festivali,Eskişehir Oprea ve Bale Günleri) ve yarışmalar(Uluslararası İstanbul Bale Yarışma Festiveli,Ulusa Genç Solistle Yarışması) ile ülkemizin birçok ilinde gerçekleştirmiş olduğu turne proğramları ile yılda milyonları bulan izleyici sayısına ulaşmaktadır.Tüm bu etkinliklerin gerçekleştirilmesi için ayrılan bütçeler oldukça kısıtlıdır. Sanat kurumları için ayrılan bütçelerin %70 den fazlası personel maaşlarına karşılık gelmektedir. (2014 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU İCMALİ (II) SAYILI CETVEL-ÖZEL BÜTÇELİ DİĞER KURUMLAR bölümündeki harcama kalemlerine,personel maaşları ve sosyal güvenlik pirim giderleri %70 lik bölümüne karşılık gelmektedir. Tüm prodüksüyonlar,ulaşım,konaklama,dekor vb giderler için gerekli bütçe bulunmamaktadır.Halkın nitelikli ulaşılabilir sanata erişme hakkı kısıtlanmıştır.
Türkiye’de egemen zihniyet, siyasi üstyapı diğer üstyapı kurumları üzerinde tayin edici bir aygıt olarak görmeye devam etmektedir. TÜSAK böylesi bir zihniyetin ürünü olarak karşımıza çıkmıştır. Siyasal iktidarın her dediğinin kayıtsız şartsız kabul edildiği mevcut ortamda bürokratik bir yapı içinde kendisini ifade eden bir hiyerarşik yapılanma TÜSAK gibi girişimlerle yeniden ve daha baskıcı bir kimlikle karşımıza çıkmaktadır.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bütçesi toplam bütçenin binde 5’i bile bulmadığı bir ülkemizde, kültür ve sanat alanına yapılan küçük katkıların bile tartışma konusu yapılması, kültüre ve sanata ayrılan payın fiilen azaltılmak istenmesi dikkat çekicidir. Siyasi iktidar tüm alanlarda olduğu gibi, sanat kurumlarına destek konusunda da kamusal yaklaşımdan uzak, piyasa değerlerine daha yakın bir tutum takınması kabul edilemez.
Yıllardır Türkiye’nin pek çok alanında olduğu gibi kültür ve sanat işkolunda da demokratikleşme, yeniden yapılandırma vb adlar altında yoğun bir siyasi kadrolaşma yaşanmaktadır. Özerklikle birlikte kamunun maddi desteğinin de birlikte talep edilmesi önemlidir. Bu anlamda kamu özerk sanat kurumlarına maddi katkı sağlamalı, ancak bu desteği yapıyorum diye kendisinde sanata müdahale etme yetkisini görmemelidir. Hükümetin görevi ne kültür, ne sanat yapmak ne de yapanlara kendi dünya görüşü çerçevesinde müdahale etmektir.
1-)SAHNELER
Türkiyede sanat kurumlarına ait herhegi bir sahne yada salon bulunumamadır.Ankara daki Devlet Tyatrolarına ait CÜNEYT GÖKÇER sahnesi hariç.Var olan tüm sahneler genel müdürlük binaları dahil tahsisdir.Son yıllarda tahsis olan bu kurumların sahneleriniden durumu aşağıdaki gibidir.
A-)DEVLET TİYATROLARI GENEL MÜDÜRLÜK BİNASI KÜÇÜK TİYATRO
Devlet Tiyatrolarının 1 Ekim 1949 yılından bu yana Ankaranın merkezindeki Ulus ta bulunan Küçük Tiyatro Binası vakıflar Genel Müdürlüğünün mülkiyetinde bulunmaktadır. Vakıflar Genel Müdürlüğü Kiracı konumunda bulunan Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü’ne tahliye için dava açtı.Dava gerekçesi kira artışının yapılmaması.Eğer kira artışı yapılmaz ise tahliye talep edilmektedir.
B-)İSTANBUL ATATÜRK KÜLTÜR MERKESİ
İstanbul Atatürk Kültür Merkezi mayıs 2008 yılında perdelerini kapatmıştır.20,12,2009 tarihinde Mimarlar Odası,Kültür ve Turizm Bakanlığı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı arasında yapılan protokolle Atatürk Kültür merkezi’nin slına uygun onarılması karar altına alınmıştır.
Sabancı holdink sposonluğunda 30 milyon TL alınıp aslına uygun onarımına başlandı.Fakat Bakan Ömer ÇELİK’in göreve gelmesi ile yapımı durduruldu.
06.06.2013 tarihinde dönemin Başbakanı ‘Atatürk kültür Merkezi yerine opera binası yapılacağız’ demiştir.
Son olarak Haziran olaylarından sonra Polis tarafından karakol gibi hizmet vermekte ve hizmete açılması konusunda hiçbir girişimde bulunulmamaktadır.
C-)ANKARA AKÜN ŞİNASİ SAHNELERİ
Ankara’da yıllardır ihaleye girip çıkan AKÜN ve ŞİNASİ SAHNELERİ SESSİZCE SATILDI. Bütün uyarılara rağmen Bakanlık bu süreci sadece uzaktan izledi.
Batı ülkelerinin başkentleri ile metropol kentlerde her gece 150 civarında tiyatro perde açar.Türkiye’nin başkentinde bu sayı, ödeneklissi ve özeli ile 12’ dir.
D-)ANKARA İRFANŞAHİNBAŞ ATÖLYE SAHNESİ
Devlet Tiyatrolarına bağlı İrfanşahinbaş Atölyelerinin yer aldığı arazisi milli emlağa ait olan taşınmaz alanın bir kısmı özel sektöre satışı yapılmış olup Devlet Tiyatrosu kullanımından çıkartılmıştır. Bu Atölyelerde tüm Türkiyede ki 12 bölge müdürlüğü için kostüm,dekorlar ve teknik mazame üreten alölyelerdir.Hali hazırda Devlet Tiyatroları tarafından kullanılan arazinin de satışı olup olmayacağı belli değildir.
E-)VAN DEVLET TİYATROSU ÇADIRI
23 Ekim 2011’ de gerçekleşen depremden sonra kullanılamaz hale gelen Van Kültür Merkezi halen onarılmamıştır.İçinde Van İl Halk Kütüphanesi,Resim Heykel Galerisi ve Devlet Tiyatrosu sahnesininde içinde bulunduğu alanda güçlendirme onarma gibi hiçbir işlem yapılmamıştı.Devlet Tiyatrosu valilik tarafında deprem sonrası yapılan Sanat Çadırında hizmet verilmektedir.Çadır 300 kişilik kapasteye sahip.Çadırda izleyici Tuvaleti,Bilet Satş Gişesi bulunmamaktadır.Bu hizmetler kullanılamaz raporu olan hasarlı binada görülmektedir.
Ayrıca oluşabilecek bir yangın durumunda 10 dakikada hemen yanma ihtimali durumunda seyirci tahliye için uygun fiziki şartlar bulunmamaktadır. Yıkım kararı verilmiş olan Van İl Halk Kütüphanesi 1 buçuk yıldır kapalı ve hizmet vermemektedir.
2-)SANSÜR
Desteklenmesi gereken özel tiyatrolara GENEL AHLAK KRİTERİ getirilmesi,Gezi olaylarına destek verdikleri gerekçesi ile Ferhan ŞENSOY Tiyatroru,Genco ERKAL ,Dostlar Tiyatrosu ve Ankara Sanat Tiyatrosu gibi toplumdan yana sanat yapan tiyatroların desteği kesilmiştir.Edebiyat alanında destek verilen yazar,çizer ve sanatçıların isimlerinin kamuoyuna açıklanmamıştır..Başta destek verdiği sonra yaş sınırlaması yaparak desteğini çektiği ‘İTİRAZIM VAR’ filmini kısmen yasaklı, ‘NYMPHOMANİAC’ filmini ise yasak ilan etmiştir.Dünyaca ünlü sanatçımız Fazıl Say’ın Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası yıllık proğramında eserlerinin çıkartılmıştır.
Sanata ve sanatçıya yapılan baskı ve sansür uygulamalarınına sadece birkaç örnek.
3-)MAAŞLAR
Devlet Tiyatroları ve Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüklerinde; 5441 değişik 14/7/1310 tarih ve 1310 sayılı Kanunun 8’nci ve 14/7/1970 tarih ve 1309 sayılı Kanunun 9’ncu ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun Ek Geçici 15’nci maddeyle; “1309 ve 1310 sayılı kanunlarda yazılı orkestra yönetim kurulu, teknik kurul ve sanat ve yönetim kurulu tarafından tespit edilen ücretlerin emeklilik keseneğine esas aylık derece ve kademeleri yönünden kazanılmış haklarını ihlal etmeyeceği” hüküm altına alınmasına rağmen, hak sahipleri Kazanılmış hak aylıktan mahrum bırakılmanın yanı sıra, emekliliğe esas ücretinde altında ücret verilerek çalıştırılmaktadır.
(Ayrıntılı mevzuat açıklaması SANAT KURUMLARINDA İDARİ SÖZLEŞME ile İSTİHDAM EDİLEN PERSONELİN ÜCRET UYGULAMASI HAKKINDA; başlığının altında sunulmuştur.)
Özel yasaları gereği sanatçı maaşlarının belirlenmesi kendi kurulları tarafından belirlenmesi gerektiği açıkca yazmasına rağmen;Sayı ve tarihi belirtilen Bakanlar Kurulu kararı ile memur maaş artışına endeklenmiştir.
7/6/1987 tarih ve 87/11782 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla, “657 sayılı Devlet Memurları Kanunu “dışında” PUANA dayandırılan AYLIK ÜCRET düzenlemesi getirilmiştir.
2014-15 dönemini kapsayan Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinde Sendikamız tarafından kamu İşveren Heyetine yapılan sunumda mevzuat olarak maaş belirleme yetkisinin sanat kurumlarına ait ilgili kurullara iat iken kanundan daha alt bir düzenleme ile (Bakanlar Kurulu Kararı) ellerinden alındığı konusunda Kamu İşveren Heyeti talebimizi yürülükteki mevzuata uygun görmüş fakat Maliye Bakanlığının bütçede yeterli kaynağın olmamasından kaynaklı ret edilmiştir.2015 Bütçr kanununda ilgili kurumlara ayrılacak ek bütçe ile İdari Sözleşmeli personelin maduriyeti gidrilebilir.
4-)SİYASİ KADROLAŞMA
Yandaş sendika Kültür memur sen eski genel başkanı yapılan iki Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Sınavlarında başarısız olmasına rağmen hülle yolu ile önce Bitlis İl Kültür Müdür Yardımcılığına sonra Kütüphaneler Yayımlar Genel Müdür Yrd.olarak atanmış ardından da Milli Kütüphane Başkanlığında daire başkanlığına asaleten ataması yapılmıştır.
Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğüne sanat kurumlarının özelleştirilmesini savunan ve kurumun iştiatlarına uymayan bir yöntem ile İzmit Şehir Tiyatroları Sanat Yönetmeni olan bir kişi atanmıştır.
Özellikle İl Kültür ve Turizm Müdür yardımcığı ve Koruma Kurulu Müdürlüğü sınavsız atama yapılabilen kadrolardır.Yandaş sendika ve siyasi iktidarlara yakın kişler liyakat aranmaksızın bu kadrolara atama yapılarak görevde yükselmeleri sağlanmaktadır.Onlarca örnekleri vardır.Son olarak 4 tane il Kültür ve Turizm Müdürü görevden alınmıştır.
5-)PERSONEL
Devlet Tiyatroları,Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü ve Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğüne bağlı Orkestra,Koro ve topluluklarda istihdam edilen 2 binden fazla sahne üstünde Misafir Sanatçı ve sahne arkasında Süreli Sözleşmeli Personel (SSP) adı altında taşeron sisteminden emekçi çalıştırışlmakta.Sanat kurumlarının temsillerini gerçekleştire bilmeleri için gerekli personelin bulunmamasından kaynaklı olarak 2 binden fazla bu statülerde çalıştırılan personel bulunmaktadır.(10 yıldan fazla Misafir Sanatçı statüsünde çalışan Balet ve Balerin arkadaşlarımız var)Sözleşmeleri gereği sendikal üyesi olamamaktalar,tazminat hakları yok işe iade davalarını kaybediyorlar ve ayda 26 iş günü bile tamamlayamayan, emekçilerin aldıkları maaşlar 1000 tl yi bulmamaktadır.Ayrıca yaz aylarında da işsiz kalmaktadırlar.
Bu peronelin 2013 yılında çıkartılan sözleşmelilerin kadroya alınmasına ilişkin yapılan düzenleme ile 100 bin e yakın emekçi kamuda kadroya geçirildi.O düzenleme zamanında da Misafir Sanatçı ve Süreli Sözleşmeli 2 bin çalışanlın sınav ile kadroya alınmasını talep etmiştirk fakat gerçekleştirilememiştir.
Teknik personelin çalışma şartları ve süreleri insani çalışma normlarından çok uzak..
Toplu İş Sözleşmesinde unvanları ENFORMASYON MEMURU olanlar TURİZM ARAŞTIRMACISI olarak değiştirildiler.Fakat henüz gerekli yasal düzenleme gerçekleştirilip 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’ye eklenmeleri mümkün olamadı.
Arkeolog Unvanları için yapına iki TİS de de 3600 ek gösterge talebimiz bütçe dengelerini sartığı gerekçesi ile ret edildi.2014 verilerine göre Kültür ve Turizm Bakanlığında 232 Müze araştırmacısı ve 511 arkeolog unvanına 3600 ek gösterge verilmesi halinde sadece 96.144 TL ek bütçe gerekmektedir.30 Folklor Araştırmacısı çalışan ve 355 tanede Kütüphaneci çalışmaktalar Bunlarında 3600 Ek gösterge talepleri karşılanmış olsa yıllık 561.862 TL ek bütçeye ihtiyac olacaktır.2014 yılı bakanlık bütçesinin 2 milyar 178 milyon 29 bin olduğu düşünüldüğünde;bütçeye oranı %0,78(binde 78) gibi bir orandır..Bakanlık bütçesinde yapılacak ek bütçe ile 1128 emekçinin yaşam şartları düzeltilebilinir.
Ayrıca İstihdam sorunu ciddi boyutlara varmıştır.Kasım ayında alnması planlanan 5 bin devlet memurunun içerisinde Kültür ve Turizm Bakanlığı için ‘O’ kadro tahsis edilmiştir.Oysaki onbinlerce Sanat Tarihçi,Arkeolog ve binlerce Bilgi Belge Yönetimi,Türk Halk Bilimi bölümlerinden mezun gençlerimiz Kültür ve Turizm Bakanlığında kadro beklemekteler.Son on yılda Arkeolog ve Sanat Tarihçilerin atanmaları mezunlara oranı %0,5’de kalmıştır.
KÜLTÜR SANAT VE TURİZM EMEKÇİLERİ SENDİKASI SEN OLARAK İŞKOLUMUZA YÖNELİK TALEPLERİMİZ;
$1¨ 2015-bütçe yasa tasarısına sanat kurumlarında ‘idari sözleşme’ile istihdam edilen personelin ücret lerinin doğru uygulanması için ek bütçe konulmalıdır.
$1¨Kültür ve sanata yönelik her türlü sansürcü ve piyasacı müdahaleden vazgeçilmeli, TÜSAK
gibi girişimler asla gündeme getirilmemelidir.
$1¨Merkezi bütçedeki Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın payı en az Diyanet Başkanlığı’nın payı kadar olmalıdır.
$1¨Ödenekli sanat kurumları katkı payları ile amatör ve özel tiyatrolara verilen mali destek en az iki kat arttırılmalıdır.
$1¨Kültür ve Sanat kurumlarının yasalarına dokunulmamalı, sanat alanındaki her konuda meslek örgütlerinin ve Kültür Sanat Sen’in görüşleri mutlaka alınmalıdır.
$1¨Sanatın özgür ve özerk olabilmesi için siyasi müdahaleler yapılmamalıdır, bu kurumların mevzuatları kendileri tarafından hazırlanmalıdır.
$1¨Kadrolu, iş güvenceli, sendika hakkı olan kadrolu istihdam biçimi benimsenmelidir.
$1¨Kültür ve Sanat mekânları ivedilikle halka ve sanata açılmalı, yeni kültür ve sanat ortamları için yatırım yapılmalıdır.
$1¨Sanatın çeşitli dalları okullarda mutlaka ders olarak yer almalıdır.
$1¨Kültür ve Sanat emekçilerinin özlük ve mali hakları yeninden düzenlenmeli ve ödenekli sanat kurumlarının özelleştirme,kapatılma ve kültür ve sanat kurumlarını piyasa ilişkileri içine çekme sevdasından derhal vazgeçilmelidir.
$1¨ Sanatkârlar idari sözleşmeli olarak bir defa sözleşme yapmalı, kadrolu olarak istihdam edilmeli ve misafir sanatçı uygulamasına son verilmelidir.
$1¨ Hiçbir yasal dayanağı bulunmayan performansa dayalı çalışma uygulamalarına derhal son verilmelidir.
Kamu emekçilerinin geneline ilişkin taleplerimiz konfederasyonumuz KESK tarafından sunulacaktır