Nefret ektiler, ölüm biçiyorlar!
14 yıldır işçiyi, memuru, emekçiyi sömürdüler; yetmedi!
Kazanılmış hakları yok ettiler; yetmedi!
Mezhep dediler, dil dediler, köken dediler, böldüler, kutuplaştırdılar; yetmedi!
7 Haziran seçimlerindeki hezimetin acısını halktan çıkarıyorlar. Askeri, polisi, jandarması, kadını, erkeği, genci, çocuğuyla halkı topyekûn savaşa soktular. Ekonomik, siyasi, toplumsal başarısızlıklarının faturası vatandaşa kesildi. Başbakan’ın “Bu vatan için evlatlarımızı feda etmeye hazırız” ifadesinin bedelini, ülkenin yoksul halk çocukları canlarıyla ödüyor.
14 yıllık AKP iktidarının icraatlarının listesi özetle:
Ekonomik ve siyasal kriz,
Anti demokratik ve baskıcı uygulamalar,
Basına yönelik baskılar,
Parlamenter sistemi tıkayan politikalar,
İşçi ölümleri,
Taşeronlaşma,
Kadına yönelik taciz, şiddet ve ölümler,
Çocuk gelinler,
Doğanın talanı ve rant politikaları,
Kültür varlıklarının tahribi,
Ülkenin bir bölümünde fiilen sıkıyönetim uygulamaları,
Temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanması,
Baskılar, sansürler, engellemeler…
Yetmedi; yıllardır kaos ve krizden beslenen AKP; patron örgütleri, yandaş sendikalar ve tamamına yakını hükümet güdümünde olan “Sivil Toplum Örgütleri” ile el ele vererek düzenlediği mitinglerde, toplumun değerlerinin arkasına sığınarak, dini, bayrağı, milli duyguları sömürerek suçunu gizlemeyi, 1 Kasım seçimleri için oy devşirmeyi umuyor.
Biliyoruz…
Bu ülkenin insanları, ödediği bedelleri ve çektiği acıları unutmadı, yeni acılar yaşamak istemiyor…
Biliyoruz…
Bir taraftan 2016-2017 yıllarına ait toplusözleşmeler yangından mal kaçırılırcasına imzalanıp, geçtiğimiz dönemin kayıpları bile karşılanmazken, görüşmeler sırasında diğer konfederasyonlara yönelik “ortak hareket etme” önerilerimiz yandaş konfederasyon ve Kamu Sen tarafından “Savaş koşullarında hak istemenin ve eylem yapmanın vatana ihanet olacağı” gerekçesiyle reddedilerek AKP’yi rahatlatan bir tutum içinde oldular.
Yetti! Biz barış ekiyoruz, kardeşlik, demokrasi, huzur biçeceğiz!
Barışın, kardeşliğin ve demokrasinin olmadığı ülkelerde, işçi ve emekçilerin huzur içinde yaşaması, mevcut haklarını koruması ve yeni haklar kazanması mümkün değil. Bu nedenle emek mücadelesi ile barış mücadelesi bir bütündür; birbirinden ayrılmaz!
Yıllardır şiddet ve baskı politikalarında ısrar edenlerin, “yurtta barış, dünyada barış” için mücadele etmek yerine, içeride savaş, dışarıda savaş politikalarını benimseyenler, kan ve gözyaşlarından beslenerek siyasi hedeflerine ulaşmak için ülkeyi göz göre göre yangın yerine çevirmekten çekinmiyorlar.
Yetti! Gözyaşı değil, barış istiyoruz!
Türkiye’nin içine itildiği çatışma ortamında Sarayın ve AKP’nin hesaplarına kurban edilecek tek bir insanımızın olmadığını göstermek, bizleri bölerek ve kutuplaştırarak hedeflerine ulaşmak isteyenlere bu fırsatı vermeyeceğimizi göstermek için herkesi, 10 Ekim Cumartesi günü Ankara’da yapılacak olan “SAVAŞA İNAT, BARIŞ HEMEN ŞİMDİ” yürüyüşü ve mitingine davet ediyoruz.
Savaşa inat, barış hemen şimdi!
10 Ekim’de Ankara’da
Gelecek güzel günler için elele…
KÜLTÜR SANAT SEN YÖNETİM KURULU